Engellilik Kavramının Tanımı Ve Engelliliğe Neden Olan Faktörler

ENGELLİLİK KAVRAMININ TANIMI VE ENGELLİLİĞE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

Engellilik kavramı çok boyutlu ve karmaşık bir konu olduğu için engelli ve engellilik kavramının da tanımını yapmak oldukça güç bir konudur. Bu nedenle engelliliğe dair genel geçer bir tanımın yapılması güçleştiği söylenebilir.

Engellilik, bireyin günlük yaşam aktivitelerini sınırlayıcı, kısıtlayıcı zihinsel-fiziksel bozukluklar, bireyin yeteneklerindeki ve gücündeki sınırlılık-eksiklik durumudur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) engelliliği, “kişiden ya da bir bütün olarak vücuttan beklenilen davranışlar, yetenekler ve görevler olarak ifade edilen normal aktivitelerin yerine getirilmesindeki eksiklik ya da sınırlılık”, “bir yetersizlik veya özür nedeni ile yaşa, cinsiyete, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak kişiden beklenen rollerin kısıtlanması veya yerine getirilememesi” olarak tanımlamaktadır.

Engelli; doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılama güçlükleri olan, korunma, bakım, gözetim ve psiko-sosyal destek hizmetlerine ihtiyaç duyan bireylerdir. Bireyin bedensel, zihinsel, ruhsal yetenek ve özelliklerinden bir kısmını çeşitli nedenlerden dolayı kaybetmesi ve normal yaşam sürecine dahil olamaması, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların yarattığı sosyal dezavantajlara engel, bu bireylere ise engelli denir.

Birleşmiş Milletlerin yaptığı tanıma göre ise “Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma) herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar” engelli olarak tanımlanmaktadır.

Engelli tanımını her zaman her yerde geçerli ölçülerle tanım yapmanın bir hayli güç olmasından dolayı yukarıdaki tanımlardan da görüldüğü üzere literatürde çok değişik tanımları yapılmaktadır.

Literatürde genel olarak ‘Engelli’ sözcüğünün hareket yeteneği sınırlanmış bireyi çağrıştırdığı, Hareket yeteneğini sınırlayan nedenler ise doğuştan oluşan ve sonradan yaşanan bir hastalık veya kaza sonucu ortaya çıkan bir işlev bozukluğundan kaynaklanan nedenler şeklinde 2 başlığa ayrıldığı görülmektedir.

Doğum öncesi ve doğum sonrası dönemde herhangi bir nedene bağlı olarak iskelet (kemik), kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşamdaki gereksinimlerini karşılamada güçlük çeken, bu nedenlerle korunma, bakım, sağlık ve psiko-sosyal destek hizmetleri konusunda desteğe ihtiyaç duymaktadırlar.

Çeşitli nedenlerle kaba ve ince motor gelişim becerileri olumsuz yönde etkilenmiş bireylerin kendilerinden beklenen fonksiyonel hareket ve becerileri yerine getirmeleri değişik derecelerde kısıtlanmıştır. Bu duruma yol açabilecek ve sıklıkla karşılaşılan nedenler aşağıda kısaca tanımlanmıştır.

 

DOĞUM ÖNCESİ NEDENLER

Annenin hamile kalmadan önceki ve hamilelik sırasında yaşadıklarını kapsamaktadır. Bunlar genetik olarak geçen bazı problemler, annenin geçirdiği enfeksiyonlar ile ilgili problemler, oksijen yetersizliği, malnütrisyon, hamilelik sırasında röntgen ışınlarına maruz kalma, anne ve baba arasında kan uyuşmazlığı olması, anne yaşının yirminin altında ya da otuz beşin üstünde olması, baba yaşının yüksek olması, annenin yaptığı doğum sayısının fazla olması gibi nedenler.

 

DOĞUM SONRASI NEDENLER

Doğumdan hemen sonra meydana gelen normal fizyolojik sarılık sırasında bilirubin miktarının fazla yükselerek beyine hasar vermesi, baş bölgesine gelen darbeler, bulaşıcı hastalıklar (Covid-19) sonrası meydana gelen fiziksel kayıplar, olumsuz çevre koşulları, sonradan oluşan hastalıklar ya da geçirilen travmalara bağlı yetersizlikler, vücudun parçalarında ya da fonksiyonlarındaki kayıplar, beyne pıhtı atması sonucu oluşan Serebro vasküler hastalık (SVO), Beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) merkezi sinir sistemi ile organların bilgi iletişimini sağlayan omuriliğin miyelin tabakası üzerindeki fiziksel tahribatın bir sonucu olarak ortaya çıkan Multiple Skleroz(MS), Omurilikte T1-T2 omurlarında veya omurganın daha alt segmentlerinde travmatik veya non-travmatik bir nedenle meydana gelen sinir hücresi hasarına bağlı alt ekstremiteler ve/veya gövdede gelişen motor, duyu ve otonom sistemde oluşan işlev kaybını ifade eden Parapleji hastalığı, Omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğrilik sonucu oluşan Skolyoz hastalığı, Beyni saran zarların ve omuriliğin iltihaplanması sonucunda ortaya çıkan menenjit hastalığı sonucu oluşan fiziksel kayıplar ve diğer sağlık sorunları gibi nedenler yer almaktadır.